Mahşeri bir kalabalık… Yarınların elimizde olduğunu bilerek
yürüyen kadınlar, kadınların ellerinden tutan ve kaybolmaktan bu sefer hiç
korkmayan çocuklar, kızıl bir gökyüzüne bakan hepsi bir hepsi yoldaş işçiler…
Mecliste, fabrikada, büyük görkemli rezidanslarında güvende
değiller. Burjuvazi ayak seslerinin ritmine bile dayanamıyor. Ve aradan biri
sesleniyor: -bizden biri gözüyle kayışıyla ve yaşadıklarıyla-
“Eğer onların yüreklerindeki nasırları sökersek
çocuklarımızın elleri bizlerin ellerinde benzemeyecek!”
Kürtlerin zılgıtları, Lazların tulumları, Türklerin
davulları hepsi eşlik içinde ve hepsi uyum içinde. Mücadele etmek kolay iştir,
korku düşmez yanında tulumun sesini duyarsan, mücadele kolay iştir artık
korkacak olan bizlerin on yıllardır ezilen yürekleri değil onların sömürü olan
düzenidir.
Ölenlerin bedenleri her bir kızıl renkte kendini
bulabiliyor. Şu çocuğun elindeki kızıl bez ne kadar benziyor her bir devrim
kavgasında yetirilmiş yoldaşlara.,,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder